|
Yazar
|
:
Mustafa ÜNVERDİ
|
|
Türü |
:
|
Baskı Yılı |
:
2017
|
Sayı |
:
20
|
Sayfa |
:
323-334
|
DOI Number: |
:
|
Cite : |
Mustafa ÜNVERDİ , (2017). İDEAL İNSAN VE İMANIN YETERLİĞİ SORUNU. Route Education and Social Science Journal , 20, p. 323-334. Doi: 10.17121/ressjournal.899.
|
1429 1334
|
Özet
İslam geçici ve değersiz şeyleri terk etme ve en ulvi gaye için Allah’a teslimiyet ufkuna erişmektir. Tarihten günümüze tüm peygamberler insanlığa ilahi mesajı bu niyetle iletmiş ve iyiliği en yüksek ideal olarak göstermişlerdir. İnsanlık tarihi peygamberlerin temsil ettiği tevhid ve adalet toplumlarına karşın şirk ve zulüm odaklarının mücadelesiyle doludur. Son Peygamber Hz. Muhammed ile ete kemiğe bürünmüş olan son ilahi çağrı, insanlığı tevhid ve adalet merkezli bir topluma yeniden davettir. Ne var ki kurumsallaşmış İslami teoloji Kur’an’dan beslenmenin ötesinde tarihsel yorumlardan inşa edilince, ahlaki sorumluluk geri planda kalmış ve iman merkezileştirilmiştir. Halbuki Kuran iman ve ahlak diyalektiği üzerine kuruludur. Sünni Kelam ise tarihi koşullar etrafında gelişmiş ve tamamen imanı merkeze alarak “iyi insan olma” ilkesini vicdanlara bırakmıştır. Müslümanların inanç esaslarını tarif eden akâid eserleri de bu yönde gelişmiş ve tamamen “tasdik” odaklı bir iman anlayışı ortaya konulmuştur.
Tebliğimizde, Kur’an’ın iman-ahlak ilişkisini inceleyeceğiz. Böylece günümüzde çokça ihtiyacını hissettiğimiz iyilik insanının tesisinde İslam’ın sözünü yeniden okuma ve ideal insanın salt iman insanı değil; inanç ve ahlak insanı olduğu ilkesini temellendirmeye gayret edeceğiz.
Anahtar Kelimeler
İman, ahlak, yorum, kelam ilmi, iyilik.
Abstract
Islam promises to make an effort to build good people and to avoid all kinds of superstition and behavior. Islam is to abandon temporary and worthless things and reach the horizon of surrender to God for the ultimate purpose. Historically, all the prophets have conveyed the divine message to humanity with this intention, and they have shown the goodness as the highest ideal. Human history is full of struggles of shirk and persecution in spite of the tawhid and justice societies represented by the prophets. The last divine call that is made by the last Prophet Hz. Muhammad is a re-invitation to a gathering mankind centered on tawhid and justice. However, when institutionalized Islamic theology is constructed from historical interpretations beyond being fed from the Qur'an, moral responsibility remains on the backward plane and faith is centralized. Nevertheless, the Qur'an is based on the dialect of faith and morality. Sunni Kalam, on the other hand, developed around historical conditions and left the principle of "being a good person" to conscience by taking faith to the center. The akaid works that describe the principles of beliefs of Muslims have developed in this direction and an understanding of faith with a completely "attested" focus has been put forward.
In our paper, we will examine the Qur'an's faith-moral relationship. Thus, we will strive to base the principle that the ideal person is not only a person of faith but a person of faith and morality by re-reading the word of Islam at the facility of build good person whom we feel most need nowadays.
Keywords
Faith, morality, interpretation, kalam, goodness.