|
|
Yazar
|
:
Yılmaz Demirhan
|
|
Türü |
:
|
Baskı Yılı |
:
2020
|
Sayı |
:
56
|
Sayfa |
:
162-178
|
DOI Number: |
:
|
Cite : |
Yılmaz Demirhan , (2020). PARTİ İÇİ DEMOKRASİ SORUNU VE TÜRKİYE’DE PARTİ İÇİ DEMOKRASİYİ ETKİLEYEN BAZI UNSURLAR. Route Education and Social Science Journal , 56, p. 162-178. Doi: 10.17121/ressjournal.2823.
|
1173 972
|
Özet
Günümüzde çağdaş demokratik devletlerde ülkenin yönetimi halkın tercihleri ile belirlenmektedir. Ülkelerin nüfus yoğunluğuna dayalı olarak, seçim sonuçlarının hemen belirlenmesinin maddî ve zaman maliyeti bakımından, herkesin görüşüne her zaman başvurmanın mümkün olmadığı gerekçesiyle, Temsilî Demokrasi yöntemi geliştirilmiştir. Halk, yönetime, bazı kişileri seçerek katılmaktadır. Günümüzde, bu katılımda en önemli unsur siyasal partilerdir. Belirli sayıdaki insanın bir araya gelip amaçlarını, yönetim ve örgütlenme biçimlerini belirleyerek oluşturdukları siyasal partiler, temsil ettikleri kitlenin siyasal düşünceleri ve talepleri doğrultusunda, siyasal iktidarı ele geçirme yarışı içine girerler. Siyasal partiler, bu yarışta rakiplerine üstünlüğü, en fazla demokrasiye ilişkin söylemleriyle sağlamaya çalışırlar. Başka bir ifadeyle, ülkede demokrasi standardını yükseltmeye yönelik her vaatleri ve eylemleri, partileri seçmen nazarında iktidar pozisyonuna biraz daha taşıma ihtimali gösterir. Bu bağlamda, siyasal partilerin parti içi örgütlenmede, yönetim kademelerinin belirlenmesinde ve adayların tespitinde demokratik teamülleri ne ölçüde uyguladıkları da, topluma verdikleri mesaj kadar büyük öneme sahiptir. Seçmenler, çoğu zaman, siyasal partilerin ülke yönetimi için vaat ettiği demokratik hedeflerden önce, parti içinde bu demokratik bilincin ve teamüllerin yerleşikliğine ve işleyişine bakarlar. Bu nedenle, parti içi demokrasi meselesi pek çok ülkede tartışılan, üzerine akademik çalışmalar yapılan bir konudur. Yaklaşık yüz yıl önce, Alman Robert Michels, Siyasal Partiler adlı kitabında, bu meseleyi ele almış; parti içi demokrasi eksikliğini günümüzde çokça bilinen “Oligarşinin Demir Yasası” kavramıyla açıklamaya çalışmıştır. Siyasal partilerde demokratik bilinç o günden bu güne çok gelişmiş olsa da, “Oligarşinin Demir Yasası”nın, çoğu ülkede geçerli olduğundan bahsetmek hâlâ mümkündür.
Türkiye’de halkın yönetimde söz sahibi olmasının tarihi, Osmanlı’nın son döneminden itibaren yüz yıl kadardır. Bu sürecin önemli bir bölümü, kesintilerle geçmiştir. Siyasal partilerin Türkiye’deki varlığı da, buna yakın bir süreye denk gelmektedir. Ancak, tıpkı demokratik yönetim gibi, partilerin varlığı da sürekli kesintilere uğramıştır. Bununla birlikte, siyasal partilerin iç işleyişinde demokratik değerler, özellikle erken dönemlerde, yeterince yer almamıştır. Bu sorunların, günümüzde de belli ölçüde hâlâ sürmekte olduğunu söyleyebiliriz.
Bu çalışmada, modern demokrasilerde iktidar aygıtının elde etmenin yegâne aracı olan siyasî partilerin iç işleyişlerinde demokratik teamüllere yeterince yer verip vermedikleri, Türkiye’deki bazı siyasi partilerin parti tüzükleri bağlamında ele alınmıştır. Bu çerçevede, günümüzde parlamentoda yer alan ve en fazla oy alan dört siyasal partinin (Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi) tüzükleri incelenmiş ve bu partilerin parti içi demokratik işleyişleri hakkında değerlendirmede bulunulmuştur. Örnek olarak seçilen dört partinin tüzüklerine bakıldığında, bu metinler bağlamında, yönetim kademelerini demokratik teamüllere göre belirlemeye çalıştıkları, buna uygun mekanizmaları kurdukları görülmüştür. Diğer taraftan siyasal partilerde demokrasiyi engelleyen pek çok husus bulunmaktadır. Bunlar: Siyasal partilere üye olma mecburiyeti, üyelik aidatı, lider etkisi, partilerde delegelere dayalı seçim yöntemi, memurların siyaset yasağı ve yaygın itaat kültürüdür. Bu çalışmada, metin incelemesini içeren betimsel yöntemden istifade edilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Siyasi partiler, parti içi demokrasi, Türkiye.
Abstract
Today, in modern democratic countries, the governance of the country is determining by the preferences of the people. The method of Representative Democracy has been developed on the reason that it is not always possible to consult everyone's opinion due to the financial and temporal cost of the immediate determination of election results, because of the population density of countries. The people participate in the governance by selecting some people. Today, the most important element in this participation is political parties. The political parties formed by a number of people gathering together by defining their aims, forms of management and organization, enter into a race to obtain political power according to the the political ideas and demands of the group of people that they represent. In this race, the political parties try to provide the superiority to their rivals by their rhetoric about democracy. In the other words, every promise and action to raise the standard of democracy in the country, shows the possibility of bringing parties to the position of power in the perceptions of the voters. In this context, the size of the practise of the democratic conventions in the determination of internal organization and management levels and determination of candidates in the political parties has a great importance as much as the message given to the society. Voters oftenly interest with the establishment and functioning of this democratic consciousness and conventions in the party, before the democratic goals promised by the political parties about the country's administration. For this reason, intra-party democracy is an issue that is being discussed and academic studies are made on it, in many countries. About a hundred years ago, German Robert Michels was handled this issue and tried to explain the lack of intra-party democracy by the term of the “Iron Law of Oligarchy”, in his book Political Parties. Even though the democratic consciousness in political parties has improved greatly since then, it is still possible to say that the “Iron Law of the Oligarchy” stil valid in most countries. The history of the participation of people to the governance in Turkey is about a hundred years, since the last period of the Ottoman Empire. An important part of this process was continued by interruptions. The duration of the existence of political parties in Turkey, also comes close to an equivalent period. However, just like democratic governance, the existence of parties has been often interrupted. However, democratic values were not sufficiently involved in the internal functioning of political parties, especially in the early periods. We can say that these problems still continue at a certain level today.
In this study, it is studied that whether the political parties which are the only apparatus of obtaining the power in modern democracies, give adequately place democratic conventions in their internal functioning or not, on the cases of the regulations of some political parties in Turkey. In this framework, the regulations of the four political parties (Justice and Development Party, Republican People's Party, People’s Democracy Party and Nationalist Movement Party) in the parliament with the highest number of votes will be examined and an evaluation has been made on the democratic functioning of these parties. When the regulations of these four parties are examined which were chosen as cases, it is seen that they try to determine the levels of administration according to democratic practices and establish mechanisms appropriate to them in the context of these texts. On the other hand, there are many issues preventing democracy in political parties. These are: the obligation to be a member of political parties, membership fee, leader influence, election method based on the members of the parties, political prohibition of civil servants and a culture of common obedience. In this study, descriptive method which includes the text analysis, is used.
Keywords
Political parties, ıntra-party democracy, Turkey.
|
|