Özet
TÜRKİYE’NİN YENİ “ÖTEKİLERİ”: SURİYELİLER
Giriş: 2011 yılından beri Türkiye’ye gelen “Suriyeli Sığınmacılar”ın geçici misafirler olmaktan ziyade kalıcı bir nüfus oldukları anlaşıldı. Bu sığınmacılar steril, boşlukta değil bütün olarak yerel halkla, kurumlarla iletişim ve etkileşim halindedirler. Bu etkileşimler yardım şeklini aldığı gibi rekabete, çatışmalara da neden olabilmektedir. İşte bu etkileşim süreç sığınmacıların yeni “ötekiler” olarak Türkiye’de yerlerini almasına neden olmaktadır. Sığınmacılar öteki olması için birçok değişkene sahip olmasına rağmen kendini “Suriyeliler” olarak inşa etmektedir. Amaç: Yeni ötekiler olarak Suriyeli Sığınmacıların ötekileştirilmesi sürecine etki eden sosyolojik dinamiklerin neler ve nasıl bir etkiye sahip olduklarını tespit etmektir. Veri kaynağı ve Yöntem: Araştırmanın hedef kitlesi olan “Suriyeliler” ile ilgili yapılmış olan saha çalışmalarından elde edilen veriler ile kaydi verilerin betimsel değerlendirilmesidir. Bulgular: Suriyeli Sığınmacılar konusunda çalışmanın çok değişkenli analiz sonuçları göstermiştir ki yerel halkın sosyoekonomik seviyesi, mezhep, siyasal eğilimler gibi faktörlere bağlı olarak inşa olan “ötekileştirme” süreci sonunda, etnisite açısından oldukça zengin olan Türkiye’ye “Suriyeliler” yeni azınlık-etnise grup olarak eklenmektedir. Sonuç: Elde edilen bu bulgulardan Amerikan “erime potası” kuramını düşünür isek, gelen sığınmacıların Türkiyelileştirme potasına benzer potada eritmesi mümkün görülmemektedir. Öncelikle yerel halk böyle bir erimenin karşısındadır. Kısmi başarılar elde edilse dahi tıpkı Amerika’da olduğu gibi Protestan, Katolik vs. seçeneklere benzer Türkiye’de de Kürt potası, Sünni ve Alevi potası gibi olasılıklar söz konusudur. Ama her zaman onlar “Suriyeliler” olarak anılacaklar.
Anahtar Kelimeler
Suriyeliler, Mülteci, Kültürel Temaslar, Oteki