Özet
AHLAKIN OLUŞUMUNDA TOPLUMSALLIĞIN ROLÜ: DARWIN VE NIETZSCHE
Ahlakın oluşumu, birçok yönden ele alınabilir bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, ahlakın bizim bütün yaşamsal dinamiklerimizi içerisinde barındıran büyük bir yapı olarak toplumsallık yönümüzle ilişkili olmasından kaynaklanmaktadır. Toplumsal yaşamımız içerisinde ahlaki yargılarımız bizim kendi başımıza ürettiğimiz yargılardan oluşmaz. Onun oluşmasında toplumsallığın oluşturmuş olduğu bir temel vardır. Bu temeller içerisinde birey olarak bulunduğumuz nokta, ahlaki yargılarımızı hem kendi yaşamamıza uygulamamız hem de bunun kuşaktan kuşağa devam etmesi için kendimizden sonraki kişilere taşımanın bir aracı olmamızdır. Ancak böyle bir durum içerisinde toplumsallaşma ahlak üzerinde belirlenime sahip bir güç olarak yerini koruyup ahlakı belirleyen şeyin ahlakın kendisi olmaktan ziyade toplumsallık tarafından belirlenen bir şeye doğru götürmüştür. Böylece bu durum, ahlakın toplumsallık tarafından belirlenen bir şey olarak kökeniyle ilgili bir manipüle olma problemiyle karşı karşıya kalmamız gibi bir problemi doğurmuştur. Biz de bu makalede, ahlakın oluşmasında toplumsallığın nasıl bir rol oynadığını ele alırken öncelikle Darwin’de bireyin toplumsallaşma eğiliminde ahlakın nasıl konumlandırıldığını belirlemeye çalışacağız. Daha sonra ise Darwin’in açtığı bu tartışmayı Nietzsche’nin ahlakın kökeni açısından yapmış olduğu eleştiriler üzerinden ele alıp tartışmaya çalışacağız.
Anahtar Kelimeler
Ahlak, Toplumsallık, İçgüdü, Ahlakın Kökeni, Güç istenci