Özet
SÛFÎLERIN AKLÎ TEVHÎDDEN, ZEVKÎ TEVHÎDE GEÇİŞ SÜRECİNDEKİ YAKLAŞIMLARI
Tevhîd anlayışı, İslamiyetin en temel meselesini teşkil etmektedir. Allah’ın bir ve tek oluşu, Akaid ve Kelam gibi ilim dallarının konusu olsa ve en çok onlar tarafından işlense de, aslında o tasavvufun da en temel konularından birisidir. Sûfîlerin asırlar süren tevhîd anlayışı süreci, klasik İslamî anlayışla başlamış, Allah’ın vahdaniyetini aklın ötesinde kalb ve vicdan ile duyup zevketmeye kadar gitmiştir ki bu durum, “Vahdet-i Vücûd” anlayışı ile doruğa ulaşmıştır. Elbette her sûfî, bu vücûd birliği anlayışına sahip olmamakla birlikte böyle bir zorunluluktan bahsetmek de doğru değildir. Kur’an’ın anlattığı vahdaniyet her müslüman için yeterlidir. Ancak, hakiki tevhîde ermek arzusunda olan bazı sûfîler, bu konuda farklı metotlar denemekten de geri durmamışlardır. Onları böyle bir anlayış ve arayışa sevkeden sebep, onların “tenzih” anlayışı ve Allah’ın tek “Ma’bud” ve tek “Fâil” oluşu yanında “Vücûd” itibarıyla da tek oluşu ve bunu idrak çabası olmuştur denebilir.
Anahtar Kelimeler
Tevhîd, Vahdaniyet, Vücûd, Tenzih, Cüneyd