Özet
XX. YÜZYIL BAŞI HİNDİSTAN (RAJ) VE MISIR’DAKİ İNGİLİZ YÖNETİMLERİNİN ORTADOĞU POLİTİKALARI
İngilizler Hindistan ve Mısır’da I. Dünya Savaşı esnasında hâkim konumunu korumaya devam etmiştir. Fakat değişen şartlar gereğince, yönetim tarzında birtakım değişiklikler yapma ihtiyacı hissedilmiştir. Ancak bölgesel yönetimler kendi aralarında bölge politikası üzerinde anlaşamamıştır. Özellikle Lawrence önceliğindeki Mısır ile T.E. Wilson önderliğindeki Hindistan yönetimleri kendi aralarında Ortadoğu politikaları hakkında fikri ayrılıklara düşmüşlerdir. Ortadoğu’da büyük değişimlerin olduğu bu yıllarda, en etkin devlet olan İngiltere’de bu dönemde dış siyaset için kritik kararlar verilirken kendi altındaki bu yönetimlerden istifade etmiştir. Böylece sahayı tanıyan Kahire Arap Bürosu ve RAJ’ın bulunduğu Hindistan yönetiminin karar ve tavsiyeleri de dikkate alınmıştır. Bu çalışmada bu iki yapının I. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı toprakları hakkında İngiliz siyasetini belirlemeye yönelik kendi aralarındaki, rekabet ele alınacaktır.
Hindistan (RAJ) bu toprakları İngiliz yönetimine direk katarak böyle yönetilmesini savunurken; Kahire Arap Bürosu, bu sürecin biraz daha demokratik gözükecek yöntemlerle olmasını istemiştir. Kısacası her iki İngiliz sömürge yönetimleri, birbirinden tamamen faklı düşünmemiştir. Genel olarak her iki kesim de, Osmanlı’nın bölgeden atılmasının akabinde, Arap topraklarının kendi sömürgeleri olması hususunda aynı düşünmüştür. Ancak RAJ, bu sömürünün direk olarak halka dikte edilerek, devlet gücünün gösterilmesi ve onların fikirleri önemsenmeksizin itaate zorlanılmaları gerektiği kanısındayken, Araplarla daha yakın ilişkide bulunan Kahire, yerel halkın fikirlerinin de yönetimde etkili olduğu imajını vermenin önemli olduğunu vurgulamıştır.
Kahire Arap Bürosu’nun fikirlerine göre, kendilerine hizmet edecek yöneticilerin atanması sayesinde, bölge halkında bir devlete sahip oldukları fikrinin oluşması gerçekleşecektir. Böylece yönetilmesi daha kolay olacaktır.
Hindistan yönetimi bölgenin direk sömürge yapılmasını ve yerel halkın düşüncelerinin önemli olmadığını vurgulamıştır. Ancak Kahire yönetimi, “geri kalmış toplumların medenileştirilmesi” olarak da ifade edilen “manda” fikrinin İngiliz çıkarlarına daha uygun olduğunu öne sürmüştür. Buna göre Batı’nın çeşitli yerlerdeki uygulamaları ile kirlenmiş olan “sömürge” kavramı, yeni bir tabirle itici olmaktan çıkarılmak istenmiştir.
Yönetimlerdeki bu ihtilafların sonucunda, aralarındaki iletişim kopmuş, merkezi yönetim üzerinden gerçekleşen yazışmalar dışında bağlantı, neredeyse durma noktasına gelmiştir. Irak ve çeşitli yerlerde RAJ’ın aşırı sert gözüken fikirlerine karşı büyük isyanların olması neticesinde, bölge hakkında karar verme hakkı, Lawrence gibi Arapları da iyi tanıyan ve onlarla iyi iletişim kurabilen ekibin eline (Kahire) geçmiştir. Yönetime karşı bölge halkının isyanı neticesinde, İngiliz Ortadoğu politikası Kahire Arap Bürosu’nun görüşlerine göre şekillenmeye başlamıştır.
Anahtar Kelimeler
Ortadoğu, İngiliz Yönetimi, RAJ, Arap Bürosu